içimdeki sızıyı dışarıda bırak sessizce ne kadar acısa da bedenim, sen üzülme.. avuçlarında parçaladığın kalbim, en büyük cinayetin, sakın göz yaşı dökme, onlar benim emanetim.. döktüklerin de olur, senin en büyük ihanetin.. tebessümünde hep bir haklılık ifadesi yalanlar söylüyorsun.. göz bebeklerinde görüyorum. yalanlar söylenince can yakar, yanan can sönmüyor, bunu biliyorum.. bir gün çekip gideceğini.. nerden bilebilirdim ki? sinirimi yatıştıran o uyku haplarını, boğazımdan sindirip, senden emanet kalbimi, nasıl kirletebildim ki? ruhum bedenimin sırtından, sıyrılıp giderken seyrediyorum hüznü, hüzün pencerelerin buhusunda olur derler.. o da yalan.. her damlası kalbimin her köşesinde, bedenim ter dökercesine ağlıyor.. affeder mi tanrım kötülüğüme rüzgar esince? şimdi bu karla kaplı şehrin yollarını, bir meleği, karın beyazına karışmıştır diye, karış karış arıyorum ellerimle.. kalbimdeki en büyük elması düşürmüşcesine.. sarılıyorum caddenin tenine.. ve.. ve birazdan o melek, kanatlarını tenine sarmış, yalanlarından utanırcasına rüzgara karışıyor. dur demek geliyor içimden.. belki affetmiştim, kaybetmeseydim ellerimden.. ama.. ama şimdi başka gökyüzünde.. başka rüzgarların içinde kayıp yalanlarıyla. belki cennetinde, belki de hataların nebzinde, cehennemine yol alıyor kademe kademe.. kayboluyor.. öyle yalnızım ki.. kimse bilmiyor. özgürüm. ama yokken.. bu bana yetmiyor.. 30.03.2010