SAYFA 103 Gece geç saatlerde, ama uyumak için gidemedim.Ben yabancılar hakkında yeni şeyler bulmak için benim bilgisayar başladı.Aniden, benim pencere çalıyor bir yabancı fark ettim.Ben ve bir süre ona baktı, sonra Pencereyi açtım, o da kalktı ve kendisini tanıttı. Calyphore: Korkma ben sana bir şey yapmam. Henry: Ben korkmuyorum ama heyecanlı.Ben her zaman bir yabancı görmek düşlüyordum. Calyphore: Ben bilirim.Ben iki yıl seni gözledim Ben, sevecerim, ama ben, henüz benim ödevimi bitirmedim. Henry: Platenus ziyaret etmek ister misiniz? Calyphore: Telaşlanma! Ben, senin için onu yapabilirim. Ben hemen kameramı aldım ve Calyphoreyle uzay gemisine bindik.Kısa bir yolculuktan sonra, biz Platenus indik.Gezegenin birçok teknolojik yenilikleri ile son derece modern görünüyordu.Hava, tazeydi, ve çevre temizdi.Ben, büyük ve küçük, genç ve yaşlı yabancıların milyonlarcasını görebilirdim. Calyphore, gezegenin merkezinde kontrol dükkanına beni aldı.Bir sürü ekranlar ve düğmelerle kocaman bir binaydı. Calyphore: Biz bu binadan gezegenimizi kontrol ederiz.Biz şimdiden, hava, su ve yiyecek üretim makinelerini icat ettik.Sen, onu denemek istermisin? Henry: Evet, memnun eder. Sen, henüz zaman makinesini icat ettin mi? Calyphore:Tabii. Sen, zamanında bir yolculuğa sahip olmayı beğenir miydin? Henry: Evet. Biz, Taş Deviri'ne gidebilir miyiz? Calyphore: Kesinlikle. Senin emniyet kemerlerini bağla, memnun et. Biz Taş Devri seyahat ederken, biz Henry, uyan, benim için anne seslendiğini duydu.Tekrar, okul için geç kalırlar.Calyphore eve çabuk beni uçtu gitti. Şansla, ben, Platenus'un birçok fotoğrafını aldım. Öyle, ben, benim hikayemin, gerçek olduğu benim arkadaşlarımı kanıtlayabilirdim.